English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
Speaking | ||||
Speaking | it is essential expr. | elzemdir | ||
It is essential that the Presidency make human rights a core part of all dialogue with China. Başkanlığın insan haklarını Çin ile yürütülen tüm diyalogların temel bir parçası haline getirmesi elzemdir. More Sentences |
English | Turkish | |
---|---|---|
Speaking | ||
Speaking | it is essential to book in advance expr. | önceden rezervasyon esastır |